KALENDER YILMAZ DAVASI DEVAM EDİYOR
Kalender Yılmaz |
Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim müfettişlerinden
Kalender Yılmaz hakkında açılan dava devam ediyor. Kalender Yılmaz’ın ilk
duruşması Muğla Sulh Ceza Mahkemesi’nde 18 Nisan 2012 günü yapıldı. K. Yılmaz
ikinci kez, 31.05.2012 günü hakım karşısına çıktı. K. Yılmaz, Bodrum İlçe Milli
Eğitim Müdürü Mustafa Özcan’ın usulsüz iş ve işlemlerini örtbas etmek,
müfettişlik görevini kötüye kullanmak, delilleri karartarak suçluları
korumaktan yargılanıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü (31.05.2012) Muğla Adliye Sarayında gerçekleşen
dava saat 09.15’de başladı. Duruşmaya, Mustafa Özcan ve Kalender Yılmaz mağduru
sendikalı (Eğitim Sen’li), sendikasız 10 öğretmen izleyici olarak katıldı.
Bodrum’da görev yaparken sürülen, ceza alan 10 öğretmen, Muğla genelinde
Kalender Yılmaz gibi birçok müfettiş ve muhakkik olduğunu dile getirdi.
Öğretmenler şöyle dedi: “Türkiye genelinde en çok Bodrum’da görev yapan
öğretmenler ceza almaktadır.” Bodrum’dan sonra en çok ceza verilen illerin
Şanlıurfa ve Van olduğunu belirten öğretmenler şöyle devam etti: “Bodrum ismi,
iki büyük şehrin yanında yer alıyor. Türkiye’de en çok Bodrum’da görev yapan
öğretmenlere ceza verilmektedir. Mustafa Özcan’ın göreve başladığı 2004-2012
yılları arasında Bodrum’da görev yapan birçok öğretmen, yürüyüşünden, amir karşısında
önünü iliklememeye kadar inanılması zor nedenlerle soruşturma geçirdi. Kalender
Yılmaz gibi müfettiş ve muhakkikler yüzünden soruşturmalar her zaman Mustafa
Özcan'ın arzu ettiği biçimde sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl Bodrum’da yaşananlar,
Eğitim Sen genel merkezini harekete geçirdi. Genel merkez yöneticileri, konuyu
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemine taşıdı. Bodrum’da görev yapan öğretmenler,
birçok kez basın açıklamalarıyla verilen cezalara tepki gösterdi. Öğretmenlere
yönelik baskıları protesto etti. Yetkili makamda bulunanlar, öğretmenlere
yönelik sürgünlerle, haksız cezalarla ilgili hiçbir önlem almadı. Bu durumdan
güç alan Mustafa Özcan, hak arayan öğretmenlere yönelik baskılarını artırarak
devam ettirdi. Düşüncelerini beğenmediği öğretmenlere, makamında ve herkesin
önünde hakaret etti. Geçtiğimiz Nisan ayında hakarete uğrayan öğretmenlerden
Yusuf Solmaz ve Mustafa Öksüz, Mustafa Özcan hakkında Bodrum Kaymakamlığı’na ve
savcılığa suç duyurusunda bulundu. İlgililerin gerekli işlemleri zamanında
başlatmaması Mustafa Özcan’ın olumsuz davranışlarını pekiştirdi.”
Kalender Yılmaz’ı hâkim karşısına çıkaran, Bodrum’da görev
yaparken Fethiye’ye sürülen edebiyat öğretmeni Mustafa Atmaca oldu. Muğla’da ve
Bodrum’da görev yapan muhakkik ve müfettişler hakkında yaklaşık 32 dava açan
Mustafa Atmaca'nın, Kalender Yılmaz
davası hakkında şu bilgileri verdiği öğrenildi:
Ahmet Atmaca |
“Kalender Yılmaz’ı hâkim karşısına çıkarabilmek için bir
hukuk adamı titizliğinde çalışmak zorunda kaldım. Uğradığım mağduriyetler,
yaşadığım sürgün cezası, tanık olduğum haksızlıklar, hakkımda açılan
soruşturmalar, usulsüz yöntemlerle aldığım cezalar, haksız yere sürülen,
ailelerinden ayrı yerlerde yaşamak zorunda bırakılan öğretmen arkadaşlarımın
başına gelenler beni bir hukuk adamı gibi hak arama mücadelesinde bulunmaya
mecbur etti. Bu mücadeleyi yalnızca Kalender Yılmaz’a karşı vermiyorum.
Biliyorum ki, Kalender Yılmaz gibi birçok müfettiş ve muhakkik var. Bu
müfettişler yüzünden okullarımız demokratik eğitim ortamlarına kavuşamıyor. Hak
arayan öğretmenler haksız yere suçlanıyor. Kimsenin konuşmasına, hakkını
aramasına izin verilmiyor. Haksızlık, usulsüzlük yapan amirler Kalender Yılmaz
anlayışındaki Müfettişler, tarafından korumakta, deliller karatmaktadır.
Bizler şunu iyi biliyoruz: Bu ülkede, birçok kamu görevlisi
birbirlerini her koşulda korumaya çalışan bir anlayış içinde görev yapıyor.
Şikâyet ettiğiniz müdürün arkadaşını size muhakkik ya da müfettiş olarak
gönderiyorlar. Böyle bir yapı içinde hak arama mücadelesi vermek, doğrudan,
adaletten, dürüstlükten yana olanı savunmak kolay bir iş değil. Hiçbir zaman
bir hukuk adamı kadar hukuk bilme isteği içinde olmadım. Bu müfettiş ve
muhakkikler yüzünden yaşamakta olduğumuz hukuk ve hukuk sistemini anlamak, öğrenmek
zorunda kaldım. Aileme, çocuğuma, dostlarıma zaman ayıramadım. Zamanımın çoğunu
dava dilekçeleri yazarak geçirdim, geçiriyorum.
Mücadelemin amacı, yönetim görevi üstlenenlere meydanın boş
olmadığını göstermektir. Öğretmenler olarak hiçbir zaman hak arama
mücadelesinden vazgeçmedik, geçmeyeceğiz.
Başımızdakiler ne kadar örgütlü bir dayanışma içinde ceberut olurlarsa
olsunlar şunu unutmasınlar, kazananlar her zaman öğretmenler olacaktır. Bu gün
olmasa bile adalet mutlaka gerçekleşecektir.”
Bodrum Eğitim Sen Temsilciliği Basın Yayın Sekreteri Ahmet
Tilkal'ın ise, Mustafa Atmaca’nın öne sürdüğü iddialarla ilgili şu bilgileri
aktardığı belirtildi:
"Bodrum’da görev yapan öğretmenlerden kimlere ceza
verildi? Sanılmasın ki bunlar büyük suçlardı. Amirin karşısında önünü
iliklemeyen öğretmene ceza verildi. Yürüyüşünden dolayı cezalandırılan öğretmen
oldu. Güneş gözlüğü takan öğretmene ceza verildi. Düşüncesini açıklayan
öğretmenler ceza yağmuruna tutuldu. Sendikal eylemde bulunan, sendikasını
değiştirmeyen, yasal haklarını talep eden, baskılara boyun eğmeyen öğretmenler
sürgünle cezalandırıldı.
Mustafa Özcan |
M. Özcan, göreve başladıktan yaklaşık 6 ay sonra ilk olarak
Halk Eğitim Müdiresi Gülgün Çaylak’ı sürgün ettirdi. Soruşturmada muhakkik
olarak Okul Müdürleri Ercan Keskin ve Mustafa Aykut’u görevlendirdi. Gülgün
Öğretmen’ in hukuksal mücadelesi sonucunda “Muhakkiklerin
hiç bir yasal kanıt göstermeden soruşturmayı şahsi kanaatlerine dayanarak
yürüttükleri” ortaya çıktı. Buna rağmen Ercan Keskin, M. Özcan tarafından
birçok soruşturmada muhakkik olarak kullanıldı. M. Özcan, kendine yakın
müdürleri korumak için, birbirini tanıyan müdürleri, birbirlerinin
soruşturmasında muhakkik olarak görevlendirdi. Bu yöntemle öğretmenler suçlu
bulundu, müdürler aklandı. M. Özcan, talimatlarını yerine getirmeyen
muhakkikler baskı altına alındı. Ercan Keskin, M. Özcan'la arası açılınca
soruşturma geçirdi, görevinden uzaklaştırıldı.
M. Özcan’ı örnek alan müdürler, hak arayan öğretmenleri
cezalandırmak için özel çaba harcadılar. Gümüşlük Kemal Durmaz İ.Ö.O. Müdürü M.
Akif Özcan, Zümrüt Sabancıoğullarından adlı öğreteni sürmek istediğini önceden
belirtmiş birkaç ay sonra da sürdürmüştür. Ayşe Gülsevim Ali Rüştü Kaynak
Lisesi Müdürü Hakan Camcıoğlu birçok öğretmenin cezalandırılmasında muhakkik
olarak kullanılmıştır. Ercan Keskin ve H. Camcıoğlu’nun kaç öğretmen hakkında
soruşturma yürüttüğü mutlaka araştırmalıdır. Kız Meslek Lisesi Müdürü
Abdülkadir Sağlam 24 Nisan da Ali adındaki bir öğretmen arkadaşımızı okulundan
sürmek istediğini belirtmiş, aynı gün içinde öğretmene dört ayrı ceza
vermiştir. Mahinur Cemal Uslu İlköğretim Okulu müdürü Osman Eyri, Arzu Sarısoy
adlı üç yıllık bir öğretmeni usulsüz yöntemlerle yıldırmaya çalışmıştır. Arzu
Sarısoy, geçen hafta Osman Eyri hakkında savcılığa ve kaymakamlığa suç
duyurusunda bulundu.
Bodrum'da müdürler, yasalara aykırı olarak hem soruşturma
açmakta, ifade ve savunma almakta, hem de kişisel nedenlerle öğretmenlere ceza
vermektedir. Soruşturma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmayan muhakkikler,
yasal savunma süresini ihlal etmekte, aldıkları talimat doğrultusunda, usulsüz
yöntemlerle, istedikleri öğretmeni suçlu duruma düşürmektedirler.
Ahmet Tilkal |
Ahmet Atmaca, uzun süren hukuksal mücadelesi sonunda Mustafa
Özcan’ın okul müdürü Abdülkadir Sağlam’a kazandırdığı menfaatleri ortaya
çıkarmıştır. Eğitim Sen olarak, Mustafa Atmaca öğretmenimizi verdiği mücadele
nedeniyle kutluyoruz. Önümüzdeki aylarda Kalender Yılmaz davasına daha fazla
öğretmenle katılacağız. Sendikamız bu yöndeki çalışmalarına devam etmektedir. Bodrum okullarında huzuru, güvenli çalışma
ortamını gerçekleştirmek öğretmenlerin kararlı duruşuyla mümkün olacaktır.
Göreve başladığı günden bu güne Mustafa Özcan öğretmenlerde,
okul müdürlerinde huzur bırakmadı. Talimatları yerine getirmeyen müdürler
hakaret gördü. Yurt çapında yapılan iş bırakma eylemlerinde öğretmenlere en çok
ceza veren ilçe, Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü oldu. Öğretmenler 2009-2010
eğitim öğretim yılında yurt çapında 2 ayrı gün iş bırakma eylemi yaptılar. Birçok ilde öğretmenlere ceza vermedi.
Bodrum’ da ise Kasım’da 64, Mayıs’ta 25 ceza verildi. Öğretmenlerin hukuksal
mücadelesi sonucunda cezalar iptal edildi. İptal kararları sonrasında mahkeme
ve avukat giderleri idareye yüklendi bu yolla devlet zarara uğratıldı.
Bizler öğretmeniz. Bodrum'da görev yaptığımız için, işten
arta kalan zamanımızın tümünü hukuksal mücadeleye ayırmak zorunda kalıyoruz.
Bitmeyen soruşturmalarla, evrak takipleriyle zamanımızın harcanmasında elbette
kamusal yarar yoktur. Bodrum Milli Eğitim Müdürlüğü, yaptığı iş ve işlemleri
tam ve eksiksiz, eşitlik ilkesine ve hukuka uygun gerçekleştirmemektedir. Bunun sonucu olarak M. Özcan, yaşadığımız
sorunların, bireysel travmaların ve yıkımların yanında toplumsal olarak da
verimimizin düşmesine sebep olmaktadır. Onlarca öğretmenin hukuk mücadelesiyle
meşgul edilmesi, öğretmenin değerli zamanının boş yere çalışılması anlamına
gelmektedir. Her şeye rağmen yılmıyoruz. Yılmayacağız. M.Özcan'dan ve çaresini kuşatan müfettiş ve
muhakkiklerden hesap soruluncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz! Eylül 2012
tarihinde yapılacak olan Kalender Yılmaz davasına çok sayıda öğretmenin
katılması için çalışma yürüteceğiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder