BASIN AÇIKLAMALARI VE DUYURULAR

4 Haziran 2012 Pazartesi

KALENDER YILMAZ HAKİM KARŞISINDA


KALENDER YILMAZ DAVASI DEVAM EDİYOR
Kalender Yılmaz
Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim müfettişlerinden Kalender Yılmaz hakkında açılan dava devam ediyor. Kalender Yılmaz’ın ilk duruşması Muğla Sulh Ceza Mahkemesi’nde 18 Nisan 2012 günü yapıldı. K. Yılmaz ikinci kez, 31.05.2012 günü hakım karşısına çıktı. K. Yılmaz, Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan’ın usulsüz iş ve işlemlerini örtbas etmek, müfettişlik görevini kötüye kullanmak, delilleri karartarak suçluları korumaktan yargılanıyor. 
Geçtiğimiz Cuma günü (31.05.2012) Muğla Adliye Sarayında gerçekleşen dava saat 09.15’de başladı. Duruşmaya, Mustafa Özcan ve Kalender Yılmaz mağduru sendikalı (Eğitim Sen’li), sendikasız 10 öğretmen izleyici olarak katıldı. Bodrum’da görev yaparken sürülen, ceza alan 10 öğretmen, Muğla genelinde Kalender Yılmaz gibi birçok müfettiş ve muhakkik olduğunu dile getirdi. Öğretmenler şöyle dedi: “Türkiye genelinde en çok Bodrum’da görev yapan öğretmenler ceza almaktadır.” Bodrum’dan sonra en çok ceza verilen illerin Şanlıurfa ve Van olduğunu belirten öğretmenler şöyle devam etti: “Bodrum ismi, iki büyük şehrin yanında yer alıyor. Türkiye’de en çok Bodrum’da görev yapan öğretmenlere ceza verilmektedir. Mustafa Özcan’ın göreve başladığı 2004-2012 yılları arasında Bodrum’da görev yapan birçok öğretmen, yürüyüşünden, amir karşısında önünü iliklememeye kadar inanılması zor nedenlerle soruşturma geçirdi. Kalender Yılmaz gibi müfettiş ve muhakkikler yüzünden soruşturmalar her zaman Mustafa Özcan'ın arzu ettiği biçimde sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl Bodrum’da yaşananlar, Eğitim Sen genel merkezini harekete geçirdi. Genel merkez yöneticileri, konuyu Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemine taşıdı. Bodrum’da görev yapan öğretmenler, birçok kez basın açıklamalarıyla verilen cezalara tepki gösterdi. Öğretmenlere yönelik baskıları protesto etti. Yetkili makamda bulunanlar, öğretmenlere yönelik sürgünlerle, haksız cezalarla ilgili hiçbir önlem almadı. Bu durumdan güç alan Mustafa Özcan, hak arayan öğretmenlere yönelik baskılarını artırarak devam ettirdi. Düşüncelerini beğenmediği öğretmenlere, makamında ve herkesin önünde hakaret etti. Geçtiğimiz Nisan ayında hakarete uğrayan öğretmenlerden Yusuf Solmaz ve Mustafa Öksüz, Mustafa Özcan hakkında Bodrum Kaymakamlığı’na ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. İlgililerin gerekli işlemleri zamanında başlatmaması Mustafa Özcan’ın olumsuz davranışlarını pekiştirdi.”
Kalender Yılmaz’ı hâkim karşısına çıkaran, Bodrum’da görev yaparken Fethiye’ye sürülen edebiyat öğretmeni Mustafa Atmaca oldu. Muğla’da ve Bodrum’da görev yapan muhakkik ve müfettişler hakkında yaklaşık 32 dava açan Mustafa Atmaca'nın,  Kalender Yılmaz davası hakkında şu bilgileri verdiği öğrenildi:
Ahmet Atmaca
“Kalender Yılmaz’ı hâkim karşısına çıkarabilmek için bir hukuk adamı titizliğinde çalışmak zorunda kaldım. Uğradığım mağduriyetler, yaşadığım sürgün cezası, tanık olduğum haksızlıklar, hakkımda açılan soruşturmalar, usulsüz yöntemlerle aldığım cezalar, haksız yere sürülen, ailelerinden ayrı yerlerde yaşamak zorunda bırakılan öğretmen arkadaşlarımın başına gelenler beni bir hukuk adamı gibi hak arama mücadelesinde bulunmaya mecbur etti. Bu mücadeleyi yalnızca Kalender Yılmaz’a karşı vermiyorum. Biliyorum ki, Kalender Yılmaz gibi birçok müfettiş ve muhakkik var. Bu müfettişler yüzünden okullarımız demokratik eğitim ortamlarına kavuşamıyor. Hak arayan öğretmenler haksız yere suçlanıyor. Kimsenin konuşmasına, hakkını aramasına izin verilmiyor. Haksızlık, usulsüzlük yapan amirler Kalender Yılmaz anlayışındaki Müfettişler, tarafından korumakta, deliller karatmaktadır.
Bizler şunu iyi biliyoruz: Bu ülkede, birçok kamu görevlisi birbirlerini her koşulda korumaya çalışan bir anlayış içinde görev yapıyor. Şikâyet ettiğiniz müdürün arkadaşını size muhakkik ya da müfettiş olarak gönderiyorlar. Böyle bir yapı içinde hak arama mücadelesi vermek, doğrudan, adaletten, dürüstlükten yana olanı savunmak kolay bir iş değil. Hiçbir zaman bir hukuk adamı kadar hukuk bilme isteği içinde olmadım. Bu müfettiş ve muhakkikler yüzünden yaşamakta olduğumuz hukuk ve hukuk sistemini anlamak, öğrenmek zorunda kaldım. Aileme, çocuğuma, dostlarıma zaman ayıramadım. Zamanımın çoğunu dava dilekçeleri yazarak geçirdim, geçiriyorum. 
Mücadelemin amacı, yönetim görevi üstlenenlere meydanın boş olmadığını göstermektir. Öğretmenler olarak hiçbir zaman hak arama mücadelesinden vazgeçmedik, geçmeyeceğiz.  Başımızdakiler ne kadar örgütlü bir dayanışma içinde ceberut olurlarsa olsunlar şunu unutmasınlar, kazananlar her zaman öğretmenler olacaktır. Bu gün olmasa bile adalet mutlaka gerçekleşecektir.”
Bodrum Eğitim Sen Temsilciliği Basın Yayın Sekreteri Ahmet Tilkal'ın ise, Mustafa Atmaca’nın öne sürdüğü iddialarla ilgili şu bilgileri aktardığı belirtildi:
"Bodrum’da görev yapan öğretmenlerden kimlere ceza verildi? Sanılmasın ki bunlar büyük suçlardı. Amirin karşısında önünü iliklemeyen öğretmene ceza verildi. Yürüyüşünden dolayı cezalandırılan öğretmen oldu. Güneş gözlüğü takan öğretmene ceza verildi. Düşüncesini açıklayan öğretmenler ceza yağmuruna tutuldu. Sendikal eylemde bulunan, sendikasını değiştirmeyen, yasal haklarını talep eden, baskılara boyun eğmeyen öğretmenler sürgünle cezalandırıldı.
Mustafa Özcan
M. Özcan, göreve başladıktan yaklaşık 6 ay sonra ilk olarak Halk Eğitim Müdiresi Gülgün Çaylak’ı sürgün ettirdi. Soruşturmada muhakkik olarak Okul Müdürleri Ercan Keskin ve Mustafa Aykut’u görevlendirdi. Gülgün Öğretmen’ in hukuksal mücadelesi sonucunda “Muhakkiklerin hiç bir yasal kanıt göstermeden soruşturmayı şahsi kanaatlerine dayanarak yürüttükleri” ortaya çıktı. Buna rağmen Ercan Keskin, M. Özcan tarafından birçok soruşturmada muhakkik olarak kullanıldı. M. Özcan, kendine yakın müdürleri korumak için, birbirini tanıyan müdürleri, birbirlerinin soruşturmasında muhakkik olarak görevlendirdi. Bu yöntemle öğretmenler suçlu bulundu, müdürler aklandı. M. Özcan, talimatlarını yerine getirmeyen muhakkikler baskı altına alındı. Ercan Keskin, M. Özcan'la arası açılınca soruşturma geçirdi, görevinden uzaklaştırıldı.
M. Özcan’ı örnek alan müdürler, hak arayan öğretmenleri cezalandırmak için özel çaba harcadılar. Gümüşlük Kemal Durmaz İ.Ö.O. Müdürü M. Akif Özcan, Zümrüt Sabancıoğullarından adlı öğreteni sürmek istediğini önceden belirtmiş birkaç ay sonra da sürdürmüştür. Ayşe Gülsevim Ali Rüştü Kaynak Lisesi Müdürü Hakan Camcıoğlu birçok öğretmenin cezalandırılmasında muhakkik olarak kullanılmıştır. Ercan Keskin ve H. Camcıoğlu’nun kaç öğretmen hakkında soruşturma yürüttüğü mutlaka araştırmalıdır. Kız Meslek Lisesi Müdürü Abdülkadir Sağlam 24 Nisan da Ali adındaki bir öğretmen arkadaşımızı okulundan sürmek istediğini belirtmiş, aynı gün içinde öğretmene dört ayrı ceza vermiştir. Mahinur Cemal Uslu İlköğretim Okulu müdürü Osman Eyri, Arzu Sarısoy adlı üç yıllık bir öğretmeni usulsüz yöntemlerle yıldırmaya çalışmıştır. Arzu Sarısoy, geçen hafta Osman Eyri hakkında savcılığa ve kaymakamlığa suç duyurusunda bulundu.
Bodrum'da müdürler, yasalara aykırı olarak hem soruşturma açmakta, ifade ve savunma almakta, hem de kişisel nedenlerle öğretmenlere ceza vermektedir. Soruşturma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmayan muhakkikler, yasal savunma süresini ihlal etmekte, aldıkları talimat doğrultusunda, usulsüz yöntemlerle, istedikleri öğretmeni suçlu duruma düşürmektedirler.
Ahmet Tilkal
Ahmet Atmaca, uzun süren hukuksal mücadelesi sonunda Mustafa Özcan’ın okul müdürü Abdülkadir Sağlam’a kazandırdığı menfaatleri ortaya çıkarmıştır. Eğitim Sen olarak, Mustafa Atmaca öğretmenimizi verdiği mücadele nedeniyle kutluyoruz. Önümüzdeki aylarda Kalender Yılmaz davasına daha fazla öğretmenle katılacağız. Sendikamız bu yöndeki çalışmalarına devam etmektedir.  Bodrum okullarında huzuru, güvenli çalışma ortamını gerçekleştirmek öğretmenlerin kararlı duruşuyla mümkün olacaktır.
Göreve başladığı günden bu güne Mustafa Özcan öğretmenlerde, okul müdürlerinde huzur bırakmadı. Talimatları yerine getirmeyen müdürler hakaret gördü. Yurt çapında yapılan iş bırakma eylemlerinde öğretmenlere en çok ceza veren ilçe, Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü oldu. Öğretmenler 2009-2010 eğitim öğretim yılında yurt çapında 2 ayrı gün iş bırakma eylemi yaptılar.  Birçok ilde öğretmenlere ceza vermedi. Bodrum’ da ise Kasım’da 64, Mayıs’ta 25 ceza verildi. Öğretmenlerin hukuksal mücadelesi sonucunda cezalar iptal edildi. İptal kararları sonrasında mahkeme ve avukat giderleri idareye yüklendi bu yolla devlet zarara uğratıldı.
Bizler öğretmeniz. Bodrum'da görev yaptığımız için, işten arta kalan zamanımızın tümünü hukuksal mücadeleye ayırmak zorunda kalıyoruz. Bitmeyen soruşturmalarla, evrak takipleriyle zamanımızın harcanmasında elbette kamusal yarar yoktur. Bodrum Milli Eğitim Müdürlüğü, yaptığı iş ve işlemleri tam ve eksiksiz, eşitlik ilkesine ve hukuka uygun gerçekleştirmemektedir.  Bunun sonucu olarak M. Özcan, yaşadığımız sorunların, bireysel travmaların ve yıkımların yanında toplumsal olarak da verimimizin düşmesine sebep olmaktadır. Onlarca öğretmenin hukuk mücadelesiyle meşgul edilmesi, öğretmenin değerli zamanının boş yere çalışılması anlamına gelmektedir. Her şeye rağmen yılmıyoruz. Yılmayacağız. M.Özcan'dan  ve çaresini kuşatan müfettiş ve muhakkiklerden hesap soruluncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz! Eylül 2012 tarihinde yapılacak olan Kalender Yılmaz davasına çok sayıda öğretmenin katılması için çalışma yürüteceğiz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GÜNCEL EĞİTİM MANŞETLERİ